Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
O bir inanç insanıdır.
- He is a man of faith.
İnsanlar bankalara güvenini kaybettiler.
- People lost faith in banks.
Kendine daha çok güvenin olmalı.
- You should have more faith in yourself.
İman olmayan bir kişi ürkütücüdür.
- A person without faith is frightening.
Bir dua, iman olmadan işe yaramaz.
- A prayer without faith is useless.
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
Benden başka bütün üyelerin onun söylediğine inancı vardı.
- All the members but me have faith in what he says.
Dinsel inancımı yitirdim.
- I've lost my religious faith.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
- Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
Sözüne sadık olmalısın.
- You must be faithful to your word.