İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
- The two children pulled at the rope until it broke.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Aşk iki kişi arasındaki büyümeye başladı.
- Love began to grow between the two.
Biz okulumuzdaki en uzun iki kişiydik.
- We were the two tallest guys in our school.
Mary ikisinden daha hoş olanıdır.
- Mary is the prettier of the two.
O ikisinden daha çalışkan olanıdır.
- He is the more diligent of the two.
I need to go number two.
After showing great promise over the last 10 years, he made her his number two'.
... But that's OK because he's number two amongst his friends ...
... been cheating over the years. One by holding down the value of their currency. Number two, ...