O bir doktora derecesi aldı.
- She received a doctor's degree.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
- The thermometer reads three degrees below zero.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
Mary diplomasını haziranda alacak.
- Mary will get her degree in June.
Senin bir mezuniyet diploman var.
- You have a bachelor's degree.
O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
- He has a master's degree in mathematics.
Matematikte yüksek lisans derecem var.
- I have a master's degree in mathematics.