Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur.
- If you can read this sentence, then you're able to read.
Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar?
- If they don't want this, then what do they want?
O zamanda televizyon seyrediyordum.
- I was watching TV then.
O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
- I cannot believe you did not see him then.
Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
- If you see a mistake, then please correct it.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Öyleyse onu görmediğine inanamam.
- I cannot believe you did not see him then.
Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.
- If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.
O zamanlar erkekler şapka takardı.
- Men wore hats back then.
O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım.
- I made a lot of mistakes back then.
Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım.
- All right. I'll translate another fifteen sentences in German, and then leave.
Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim.
- After that, I left, but then I realized that I forgot my backpack at their house.
Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim.
- Then I'll come again later.
Ben ona daha sonra söylerim.
- I'll tell him so then.
Hava çok soğuktu ve sonra üstüne üstlük çok geçmeden yağmur yağmaya başladı.
- It was very cold, and then before long it began to rain on top of it.
Yarın akşam onunla akşam yemeği yiyeceğim, böylece o zaman onun fikrini öğreneceğim.
- I'm going to have dinner with him tomorrow night, so I'll feel him out then.
Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor?
- Do you know what's going on? - No. What's it all about then?
Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.
- Only then did I realize what he meant.
Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
- Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
En ilginç bilgi çocuklardan gelir, zira onlar bildikleri her şeyi anlatır ve sonra durur.
- The most interesting information comes from children, for they tell all they know and then stop.
Than the knyght sawe hym lye soo on the ground, he alyght and was passynge heuy, for he wende he had slayne hym .
He was happy then.
I know what time you said you would be there, but I wasn't able to be there at that time.
- I know you told me when you'd be coming, but I couldn't get there then.
If my mother had still been alive, she would have helped me at that time.
- Had she been alive, my mother would have given me a hand then.
It will be finished before then.