the most severe part

listen to the pronunciation of the most severe part
Englisch - Türkisch

Definition von the most severe part im Englisch Türkisch wörterbuch

depth
{i} derinlik

Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim. - I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.

Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp. - To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.

depth
derinliği

Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir. - It shows the depth of his love for his family.

O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor. - That shows the depth of his love for his family.

depths
derinlikler

Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim. - I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.

Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı. - I think there must be much gold in the depths of the Earth.

depth
depth charge su altındaki herhangi bir hedefe özellikle denizaltılara atılan patlayıcı madde
depth
öz nüve depths of degradation
depth
{i} ahlâk azlığı
depth
depth of winter kışın ortası
depth
karakış
depth
kep
depth
{i} dip
depth
{i} derin yer
depth
{i} yoğunluk
depth
umman
depth
(Askeri) DERİNLİK: Bir düzlem, nokta veya cismin bir deniz göl veya nehir yüzeyi altındaki düşey mesafesi
depth
{i} bilinçaltı
depth
{i} en derin nokta
depth
depths denizin derinlikleri
depth
rezalet
Englisch - Englisch
depths
depth

in the depths of winter.

the most severe part

    Silbentrennung

    the most se·vere part

    Türkische aussprache

    dhi mōs sıvîr pärt

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈmōs səˈvər ˈpärt/ /ðiː ˈmoʊs səˈvɪr ˈpɑːrt/
Favoriten