Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
- It is not my intent to hurt you in any way.
Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
- The man attacked her with the intention of killing her.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
- I need to know your intentions.
Onların amaçları açıktır.
- Their intentions are obvious.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
- The police were intent on stopping the criminal.
Fransızca öğrenmeye niyetli.
- She is intent on mastering French.
Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi.
- Everyone but Tom listened intently.
Tom dikkatle Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary intently.
Onun hatası kasıtlıydı.
- His mistake was intentional.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.