the most basic or fundamental of a set of things

listen to the pronunciation of the most basic or fundamental of a set of things
Englisch - Türkisch

Definition von the most basic or fundamental of a set of things im Englisch Türkisch wörterbuch

ultimate
son

Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. - Such considerations ultimately had no effect on their final decision.

Sonuçta, okula gitmeye son verdi. - Ultimately, he ended up going to school.

ultimate
{s} nihai

Altına ihtiyacım yok. Ben sadece nihai gerçeği arıyorum. - I don't need gold, I only seek the ultimate truth.

Onun Noodliness'i, Uçan Spagetti Canavarı evrende nihai gerçektir. - His Noodliness, the Flying Spaghetti Monster is the ultimate truth in the universe.

ultimate
{s} esas, temel: ultimate principles temel ilkeler
ultimate
(Tıp) ultimat
ultimate
en üst düzey
ultimate
en iyi
ultimate
en son
ultimate
mükemmel
ultimate
cüzlere ayrılmayan
ultimate
ultimate weapon herkesi öldürecek olan silâh
ultimate
{s} esas
ultimate
sonuç

Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. - Such considerations ultimately had no effect on their final decision.

Tartışma şiddetli ve ahenkli ama sonuçta inandırıcı değil. - The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.

ultimate
ultimate reality son gerçek
ultimate
{s} en uzak
ultimate
ultimatelyeninde sonunda
ultimate
(Tıp) Son nihayet, en uzak, ultimum
ultimate
en büyük
ultimate
nihayette
Englisch - Englisch
ultimate
the most basic or fundamental of a set of things

    Silbentrennung

    the most Bas·ic or fun·da·men·tal of a SET of things

    Türkische aussprache

    dhi mōs beysîk ır fʌndımentıl ıv ı set ıv thîngz

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈmōs ˈbāsək ər ˌfəndəˈmentəl əv ə ˈset əv ˈᴛʜəɴɢz/ /ðiː ˈmoʊs ˈbeɪsɪk ɜr ˌfʌndəˈmɛntəl əv ə ˈsɛt əv ˈθɪŋz/
Favoriten