the middle part, way or time

listen to the pronunciation of the middle part, way or time
Englisch - Türkisch

Definition von the middle part, way or time im Englisch Türkisch wörterbuch

middle
{i} orta

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

middle
ortanca

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

middle
(Bilgisayar) ortaya

Ortaya oturmak istiyorum. - I want to sit in the middle.

middle
(Tıp) orta kulak tümörleri
middle
ara

Bir toplantının ortasındayım. Sizi daha sonra tekrar arayabilir miyim? - I'm in the middle of a meeting. Could I call you back later?

Tom'un arabası yolun ortasında park edilmiş. - Tom's car is parked in the middle of the road.

middle
bel

Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz. - To determine its origin, we must go back to the middle ages.

Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması. - Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.

middle
ortadaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
middle
{i} orta, orta yer
middle
{s} aradaki
middle
middle class orta sınıf
middle
burjuva
middle
2400-
Englisch - Englisch
{n} middle
{n} midst
the middle way
{n} halfway
the middle part, way or time
Favoriten