Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Tom bugün çok daha iyi hissettiğini söyledi.
- Tom said he feels a lot better today.
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
- A lot of people feel the same way Tom does.
O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Onun ne de çok kitabı var!
- What a lot of books he has!
Konserde bir sürü insan vardı.
- There were lots of people at the concert.
Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
Bunun hakkında fikri olmayan birsürü insan var.
- There are lots of people who don't have any idea about that.
Benim birsürü kitabım var.
- I have a lot of books.
O, çok miktarda para katkısında bulundu.
- He contributed a lot of money.
O, çok miktarda para bağışladı.
- He kicked in a lot of money.
Tom'u park alanında gördüm.
- I saw Tom in the parking lot.
Bir sürü zamanımı alan eylemlerim var.
- I have a lot of activities which take up my time.
Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
- In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
Bugün hakkında düşünülecek birçok toplumsal sorunlarımız vardır.
- We have a lot of social problems to think about today.
Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
- There were a lot of great bands at the festival.
Üç farklı grup halinde ders kitabı göndereceğiz.
- We'll send the textbooks in three different lots.
Tom birçok farklı kadınla cinsel ilişkiye girdi.
- Tom had sex with a lot of different women.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.
- A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Sami bir piyango talihlisiydi.
- Sami was a lottery winner.
Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Onların hepsi otoparkta bekliyor.
- They all are waiting in the parking lot.
Otoparktaki arabaların üçü dışında hepsi beyazdı.
- All but three of the cars in the parking lot were white.
Parti çok eğlenceliydi.
- The party was a lot of fun.
Partide bir sürü şarkı söyledik ve dans ettik.
- We did a lot of singing and dancing at the party.
Erken sabah karşılama masasında ilk kimin gideceğine karar vermek için kura çektik.
- We drew lots to decide who would go first at the early morning reception desk.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Tom'un köpeği çok havlar.
- Tom's dog barks a lot.
Köpek her gün bir sürü et yiyor.
- The dog eats a lot of meat every day.
Onların pek çok ortak yanı var.
- They have a lot in common.
Sel pek çok zarara neden oldu.
- The flood caused a lot of damage.
O, çok miktarda para bağışladı.
- He kicked in a lot of money.
Bay Jackson'ın verdiği ödev miktarı ile ilgili öğrencilerden gelen birçok şikâyetler olmaktadır.
- There have been a lot of complaints from students about the amount of homework that Mr. Jackson gives.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Çok sayıda ülke Olimpiyat Oyunlarına katıldı.
- A lot of countries participated in the Olympic Games.
a building lot in a city.
as Jones alone was discovered, the poor lad bore not only the whole smart, but the whole blame; both which fell again to his lot on the following occasion.
to draw lots.
If I were in charge, I'd fire the lot of them.
a bad lot.
lots of people think so.
The Greeks expected their leaders to show physical courage, whether in the athletic arena or in battle, as well as piety, generosity, and nobility. Cimon had risen to power chiefly because of his military prowess, and any rival must be able to show at least honorable service and military competence. By this time, moreover, the generals were coming to be the most important political figures in Athens. Archons served only for one year and, since 487/6, they were chosen by lot. Generals, on the other hand, were chosen by direct election and could be reelected without limit.
... AUDIENCE: I've heard this a lot, that whether it's the ...
... THERE'S A PARKING LOT WHERE OUR DOJO SHOULD BE. ...