the judgment or sentiment which the mind forms of persons or things; estimation

listen to the pronunciation of the judgment or sentiment which the mind forms of persons or things; estimation
Englisch - Türkisch

Definition von the judgment or sentiment which the mind forms of persons or things; estimation im Englisch Türkisch wörterbuch

opinion
teşhis
opinion
(Politika, Siyaset) içtihad
opinion
kam

Kamu oyu dengesi kendi lehine kalır. - The balance of public opinion remains in his favor.

Kamuoyu değişmeye başladı. - Public opinion began to change.

opinion
mutalaa
opinion
fikir

Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor. - No one wants to listen to my opinions.

İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı. - There was a violent clash of opinions between the two leaders.

opinion
kanı

Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var. - I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.

Üstelik, Kartaca'nın öldürülmesi kanısındayım. - Moreover, I am of the opinion that Carthage must be destroyed.

opinion
düşünce

Onun düşüncesi genellikle doğrudur. - His opinion is generally correct.

Düşüncelerle gerçekleri karıştırmayın. - Don't confuse opinions with facts.

opinion
yargı

Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama. - Don't judge a man by the opinions of his enemies.

O, tarafsız ve ön yargısız olmanın şovunu yapar fakat sanırım o sadece kendi fikri olmayan bir adam. - He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.

opinion
{i} görüş

Onun görüşü önyargısızdır. - His opinion is free from prejudice.

Personel toplantıda samimi bir görüş alışverişinde bulunmuştur. - The staff exchanged frank opinions in the meeting.

opinion
görüş/düşünce
opinion
{i} kanaat

Ben onun teklifi kabul etmeyeceği kanaatindeyim. - I am of the opinion that he will not accept the proposal.

Onun haklı olduğu kanaatindeyim. - I am of the opinion that she is right.

opinion
kanaatimce
opinion
{i} takdir
opinion
{i} inanç

Fikri farklı olan biriyle evlendiğin için inançlarından vazgeçmemelisin. - You shouldn't give up your beliefs just because you married someone whose opinion is different.

opinion
{i} önemseme
Englisch - Englisch
opinion
the judgment or sentiment which the mind forms of persons or things; estimation

    Silbentrennung

    the judg·ment or sen·ti·ment which the mind forms of persons or things; es·ti·ma·tion

    Aussprache

Favoriten