the judge or judges; as distinguished from the counsel or jury, or both

listen to the pronunciation of the judge or judges; as distinguished from the counsel or jury, or both
Englisch - Türkisch

Definition von the judge or judges; as distinguished from the counsel or jury, or both im Englisch Türkisch wörterbuch

court
{i} oturum

Mahkeme oturumu üç saat sürdü. - The court session lasted for three hours.

court
{f} fayda sağ
court
(Kanun) yargıçlar

Yüksek mahkeme yargıçları kanunları yorumlarlar. - Judges on the Supreme Court interpret the laws.

court
saray

Saray ziyaretçileri bugün hala bu tenis kortunu görebilirler. - Visitors to the palace can still see this tennis court today.

Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu. - The courtier was enjoying great royal favor.

court
mahkeme üyeleri
court
saray halkı
court
riskine girmek
court
avlu

Müşterimiz dışarıdan istenmeyen bakışları önlemek amacıyla iç avlusu olan bir ev inşa etmek istiyor. - Our client wants to build a house with an internal courtyard in order to avoid unwelcome gazes from the outside.

Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır. - On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.

court
dalkavukluk etmek
court
mahkeme

Konu mahkemeye taşındı. - The matter was brought into court.

O konuda Anayasa Mahkemesi tarafından karar verildi. - That matter was decided by the Supreme Court.

court
yargıtay

Elçilik, yargıtayın yanında yer almaktadır. - The embassy is located next to the Supreme Court.

Yargıtay yasanın yasa dışı olduğuna karar verdi. - The Supreme Court ruled that the law was illegal.

court
{f} aranmak
court
(fiil) kur yapmak, yaltaklanmak; istemek; aranmak, davet etmek
court
{i} hükümdarlık
court
{i} toplantı
court
{i} avlu, iç bahçe
court
{i} kur

Kur yapmadan önce bilseydim hiç kur yapmazdım. - If I had known before I courted, I never would have courted none.

Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı. - He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.

court
court fool saray soytarısı
Englisch - Englisch
court
the judge or judges; as distinguished from the counsel or jury, or both

    Silbentrennung

    the judge or judges; as dis·tin·guished from the coun·sel or jury, or both

    Aussprache

Favoriten