Gerçekten kötü bir akşamdan kalmayım.
- I have a really bad hangover.
İçki mahmurluğunu durduracak bir şey içmeliydim.
- I should have drunk something that stops hangovers.
Berbat bir içki mahmurluğum var.
- I've got a terrible hangover.
Onun korkunç bir içki sersemliği var.
- He has a terrible hangover.
Mahmurluğun en kötü türü duygusal mahmurluktur.
- The worst kind of hangover is emotional hangover.
Tom ertesi gün acı bir kalıntı ile uyandı.
- Tom woke up the next day with a painful hangover.
I really enjoyed yesterday’s party, but now I have the biggest hangover — I’ll not be doing that again any time soon.