Kimse ne olacağını öngöremez.
- Nobody can foresee what'll happen.
Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü.
- The morning forecast predicted thunder showers later in the day.
Kalp cerrahisinde en önde gelen otoritedir.
- He is the foremost authority on heart surgery.
Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi.
- Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.
Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
- If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- The forest fire occurred through carelessness.
Safran ilkbaharın bir müjdecisidir.
- The crocus is a forerunner of spring.
Şimdiye kadar ilk kez arabamı ormanda park ettim.
- This is the first time I've ever parked my car in the forest.