Joan ve Jane kız kardeş. Birincisi bir piyanisttir.
- Joan and Jane are sisters. The former is a pianist.
Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi severler ama birincisi kırmızı şarap için içeriye girerken ikincisi birayı tercih eder.
- The French and the English like drinking, but the latter prefer beer whereas the former go in for red wine.
Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
Hem balık hem de et besleyici fakat sonraki öncekinden daha pahalı.
- Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
- With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
Daha önceki evimiz İsveç'teydi.
- Our former home was in Sweden.
Arjantin'in eski para birimi Austral'di. Sembolü ₳ idi.
- The former Argentine currency was Austral. Its symbol was ₳.
Eski öğrenciyle tokalaştım.
- I shook hands with the former student.
Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.
- The other day I met my former neighbour in the city.
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
- In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.
- Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.
Filmin ilk yarısı sıkıcıydı.
- The former half of the film was dull.
The brick arch was built using a wooden former.
Dave was the former of the company.
Sixth-former.
... If we can get a microphone to Ram, the former editor of "The ...
... the old, or former, Tohoku area. ...