Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
O her sabah koşmaya gider.
- She goes running every morning.
Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.
- We start for Osaka tomorrow morning.
Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın.
- You will have to get up at six tomorrow morning.