the final period of the life or a person or thing

listen to the pronunciation of the final period of the life or a person or thing
Englisch - Türkisch

Definition von the final period of the life or a person or thing im Englisch Türkisch wörterbuch

sunset
{i} gün batımı

Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim. - Never have I seen such a beautiful sunset.

Şimdiye kadar böylesine güzel bir gün batımı gördün mü? - Have you ever seen such a beautiful sunset?

sunset
akşam
sunset
güneş batımı
sunset
gerileme devri
sunset
günbatım

Ne güzel bir günbatımı! - What a beautiful sunset!

Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever. - Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.

sunset
gün batısı
sunset
{i} son

Gün batımından yaklaşık kırk beş dakika sonra vardık. - We arrived about forty-five minutes after sunset.

Gün batımından sonra hava soğudu. - It got cold after sunset.

sunset
günbatımı

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever. - Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.

sunset
güneş batması
sunset
çöküş devri
sunset
{i} güneş battığı zaman
sunset
günbatımında gök renkleri
sunset
{i} güneşin batışı

Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu. - Tom was on the balcony, looking at the sunset.

sunset
{i} çöküş
sunset
{i} gurup
sunset
{i} güneşin batması, gurup
Englisch - Englisch
sunset
the final period of the life or a person or thing

    Silbentrennung

    the fi·nal pe·ri·od of the life or a per·son or thing

    Türkische aussprache

    dhi faynıl pîriıd ıv dhi layf ır ı pırsın ır thîng

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈfīnəl ˈpərēəd əv ᴛʜē ˈlīf ər ə ˈpərsən ər ˈᴛʜəɴɢ/ /ðiː ˈfaɪnəl ˈpɪriːəd əv ðiː ˈlaɪf ɜr ə ˈpɜrsən ɜr ˈθɪŋ/
Favoriten