the faculty of thinking, a cause, motive, propriety, justice, moderation

listen to the pronunciation of the faculty of thinking, a cause, motive, propriety, justice, moderation
Englisch - Türkisch

Definition von the faculty of thinking, a cause, motive, propriety, justice, moderation im Englisch Türkisch wörterbuch

reason
neden

Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim. - Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.

Onun istifa etmesi için bir neden yok. - There is no reason why he should resign.

reason
{i} gerekçe

Gerekçelerini anlamam gerekiyor. - I need to understand your reasons.

Gerekçelerini anlıyorum. - I understand your reasons.

reason
{i} hikmet
reason
{i} 1. neden, sebep: There are several reasons why I'm not going. Gitmemem için birkaç neden var. The reasons you've given won't do. Sebep
reason
{f} konuşmak
reason
{f} etraflıca düşünmek
reason
{f} usavurmak
reason
bring to reason aklını başına getirmek
reason
neden, sebep: There are several reasons why I'm not going. Gitmemem için birkaç neden var. The reasons you've given won't do. Sebep
reason
{f} muhakeme etmek
reason
{f} sonuç çıkarmak
reason
{f} çözmek
reason
sağduyu
reason
us
reason
uslamlamak
reason
sebeb

Tom sebebini bilmek istiyor. - Tom would like to know the reason.

Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır. - To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.

reason
usa vurmak
reason
(isim) sebep, neden, gerekçe, sağduyu, akıl, hikmet, mantık, us, insaf, adalet
Englisch - Englisch
{n} reason
the faculty of thinking, a cause, motive, propriety, justice, moderation

    Silbentrennung

    the fac·ul·ty of thinking, a cause, motive, propriety, justice, mod·e·ra·tion

    Aussprache

Favoriten