Gündüz vakti okumayı severim.
- I like reading by daylight.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Gözlerimi tekrar açar açmaz, Amina bira bardağının tabanından bana bakıyordu.
- Once I opened my eyes again, Amina was staring at me through the bottom of her beer glass.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
... your legs (or your eyes, or your ears, or your arms, or your insulin, or your pacemaker) ...
... before our very eyes. CROWLEY: Because we're ' we're closing ...