the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline

listen to the pronunciation of the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline
Englisch - Türkisch

Definition von the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline im Englisch Türkisch wörterbuch

line
{i} hat

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş. - The thief cut the telephone lines before breaking into the house.

Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü. - I tried to call him up, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Elbiselerin yeni çizgisi Paris'ten. - The new line of dresses is from Paris.

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı. - Tom had to wait in line for three hours.

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

line
dizgin
Englisch - Englisch
line
the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline

    Silbentrennung

    the ex·te·ri·or lim·it of a figure, plat, or territory; boundary; contour; out·line

    Aussprache

Favoriten