the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline

listen to the pronunciation of the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline
Englisch - Türkisch

Definition von the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline im Englisch Türkisch wörterbuch

line
{i} hat

Onu aradım, ancak hat meşguldü. - I called her, but the line was busy.

Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü. - I tried to call him up, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş. - The playground is divided into three areas by white lines.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

Tom bir saat kuyrukta bekledi. - Tom stood in line for an hour.

line
dizgin
Englisch - Englisch
line
the exterior limit of a figure, plat, or territory; boundary; contour; outline

    Silbentrennung

    the ex·te·ri·or lim·it of a figure, plat, or territory; boundary; contour; out·line

    Aussprache

Favoriten