Tom nehire atlama cesaretinin olmasını ve düşen bebeği kurtarmayı diledi.
- Tom wished he had had the courage to jump into the river and save the baby that had fallen in.
Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi.
- The road was blocked by fallen rocks.
Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at playing the devil's advocate.
Gelecek yıldan bahsedersen şeytan güler.
- Speak of the next year, and the devil will laugh.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
- A fallen rock barred his way.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
- A fallen rock barred his way.
Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı.
- Tom picked up the coins that had fallen behind the sofa.
She can go to the dickens for what she said.
Why the devil have you got my pizza?.
... And then the details-- the devil's ...
... Because idle hands are the devil's workshop. ...