Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Sabahın serinliğinde Çalış.
- Study in the cool of the morning.
Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Onun arabası gerçekten klas.
- His car is really cool.
Onun soğukluğu arkadaşlarını soğuttu.
- His coolness has alienated his friends.
Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
- Tom never loses his cool.
Onun harika olduğunu düşündüm.
- I thought it was cool.
On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
- When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
- Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.
Ben son derece sakindim.
- I was as cool as a cucumber.
Ben son derece sakindim.
- I was cool as a cucumber.
Tom her zaman soğukkanlı olmaya çalışıyor.
- Tom is always trying to be cool.
Soğukkanlılığımı sürdürmeliydim.
- I should've kept my cool.
Tom havalı, değil mi?
- Tom is cool, isn't he?
Tom arkadaşım olmak istemiyor. O benim için çok havalı olduğunu düşünüyor.
- Tom doesn't want to be my friend. He thinks that he's too cool for me.
Evinizin ısıtma ve soğutma maliyetlerini uygun yalıtım ve hava sızdırmazlık teknikleri yoluyla azaltabilirsiniz.
- You can reduce your home's heating and cooling costs through proper insulation and air sealing techniques.
Ben hep Tom'un çok iyi olduğunu düşündüm.
- I always thought Tom was so cool.
Beni karizmatik bir adam olarak düşünüyor musun?
- Do you think of me as a cool guy?
Sen karizmatik bir adama benziyorsun.
- You seem like a cool guy.
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
- Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.
Calvin Coolidge sessiz ve sade görünümlüydü.
- Calvin Coolidge was quiet and plain-looking.
Bu web sitesi çok güzel.
- This website is so cool.
On dil konuşabilsem, çok güzel olur!
- It would be so cool if I could speak ten languages!
Yaptığım tempura soğuduğunda, o derhal gevrekliğini kaybeder ve tadı iyi olmaz.
- When the tempura I make cools down, it immediately loses its crispiness and doesn't taste very good.
Baban gerçekten iyidir. Pek sayılmaz.
- Your dad is really cool. Not really.
Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir?
- What's your favorite way to stay cool in the summer?
Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır.
- A pig will wallow in the mud in order to cool down.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı.
- Tom took a beer from the cooler and opened it.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır.
- A pig will wallow in the mud in order to cool down.
Bu gece serinleyecek.
- It'll cool down tonight.
Lütfen doğrudan güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayın.
- Please store in a cool and dry place, out of direct sunlight.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
I like to let my tea cool before drinking it so I don't burn by tongue.
My father was talking to the World's Fair Commission yesterday, and they estimate it's going to cost a cool fifty million.
His proposals had a cool reception.
I'm completely cool about my girlfriend leaving me.
Relations cooled between the USA and the USSR after 1980.
Is it cool if I sleep here tonight?.
... Wouldn't it be cool if you could bring this all together ...
... But these California girls, they're just cool. ...