O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
- He got a prize for winning the competition.
Yarışmada birinci geldiğin için tebrikler.
- Congratulations on coming first in the competition.
Kölelik muhaliflerinin çoğu oy vermedi.
- Most opponents of slavery did not vote.
Kamuoyu, destekçiler ve muhalifler olarak keskin bir şekilde bölündü.
- Public opinion has been sharply divided into supporters and opponents.
O, rakiplerine göre cömerttir.
- He is generous to his opponents.
Onlar iyi rakiplerdi.
- They were good opponents.
Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
İşte çok rekabet var.
- There's a lot of competition in business.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
- Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.
Çok müsabaka kazandı.
- He won many competitions.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
- Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.
Onun rakibine karşı bir şansı yok.
- He doesn't stand a chance against his opponent.
He wants to participate in the contest.
- He would like to take part in the competition.
... So having a multi-layered approach of competition is the ...
... Central to the story of all life is our competition for that energy ...