Buna müştereken sahibiz.
- We have that in common.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
- They knew they must fight together to defeat the common enemy.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.
Polis Tom'a sıradan bir suçlu gibi davrandı.
- The police treated Tom like a common criminal.
Sıradan insanlara güvenmiyordu.
- He did not trust the common people.
Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak.
- The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.
Sınır kavgaları yaygındı.
- Border fights were common.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Mantık ve sağduyu Rusya, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletlerinin birlikte hareket etmesini öneriyor.
- Logic and common sense suggest that Russia, the European Union and the United States must act together.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
- I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
- Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.
O, bilinen bir insan tipi.
- He is a common sort of man.
Tom'u sevmediğin herkesçe bilinen bir şey.
- It's common knowledge that you don't like Tom.
Then entred Satan into Judas, whose syr name was iscariot (which was of the nombre off the twelve) and he went his waye, and commened with the hye prestes and officers, how he wolde betraye hym vnto them.
Sharks are common in these waters.
So long as Guyon with her commoned, / Vnto the ground she cast her modest eye .
It is common to find sharks off this coast.
... these people had in common. ...
... And that's something that's very culturally common there. ...