Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
- José showed himself to be a person of bad character.
Tom tipik bir kişilik.
- Tom is quite a character.
Onda kişilik sorunu var.
- She has a character defect.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
- Japan has many different characteristics.
Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
- The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.
- Bitterness and revenge are not part of my character. Life's too short. One shouldn't spend time on bitterness and revenge.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
- The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
n harfi küçük bir harftir.
- The letter n is a lower-case character.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
He often adopts the behaviours and speech patterns that characterise the advantaged.
- He often adopts the behaviors and speech patterns that characterize the advantaged.
He is quite a character.
- He's quite a character!
... a character or a situation through words, and the right combination of words, and the ...
... Extinction is a recurring character in the story of planet Earth. ...