the chance to so select, and the one selected

listen to the pronunciation of the chance to so select, and the one selected
Englisch - Türkisch

Definition von the chance to so select, and the one selected im Englisch Türkisch wörterbuch

preference
{i} tercih

Kişisel tercih meselesi. - It's a matter of personal preference.

Dana ve kuzu eti arasında herhangi bir tercihin var mı? - Have you got any preference between beef and lamb?

preference
(Ticaret) preferans
preference
{i} imtiyazlı hisse senedi
preference
yeğ
preference
{i} tercih edilen şey
preference
üstünlük
preference
yeğleme
preference
öncelik hakkı
preference
tercih hakkı veya yetkisi
preference
{i} yeğ tutma
preference
right of preferencerüçhan hakkı
preference
tediye hususunda öncelik
preference
{i} öncelik

Bu bir tercih değil, önceliktir. - It's a priority, not a preference.

preference
(isim) yeğleme, tercih, yeğ tutma, tercih hakkı, öncelik, rüçhan hakkı, imtiyazlı hisse senedi
preference
give preference to tercih etmek have prefer ence over tercih hakkına sahip olmak
preference
tercih olunan herhangi bir şey
preference
{i} tercih hakkı
Englisch - Englisch
preference
the chance to so select, and the one selected
Favoriten