Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
- I am training hard so that I may win the race.
Sadece dört at yarışta yarıştı.
- Only four horses competed in the race.
Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir.
- Atomic bombs are a danger to the human race.
Amerika'da yaşayan birçok farklı ırklarda insanlar vardır.
- There are people of many different races living in America.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
O dürbünüyle at yarışı izledi.
- He watched the horse race with his binoculars.
Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
- Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.
- He competes in ski races.