s. (ünsüzlerden önce) 1. bir, herhangi bir: We went on a sunny day. Güneşli bir günde gittik. They´ve bought a house. Ev aldılar. İn this establishment everyone works an eight-hour day. Bu kuruluşta herkes günde sekiz saat çalışır. 2. (sayı olarak) bir: a hundred students yüz öğrenci. 3. Belirli bir tür veya nitelikte biri/bir şey için kullanılır: İt´s a fruit. O bir meyvedir. A rolling stone gathers no moss. Yuvarlanan taş yosun tutmaz. A Mr. Taş telephoned. Bay Taş diye biri telefon etti. This iş a camellia that´s resistant to cold. Soğuğa dayanıklı bir kamelyadır bu. 4. Miktar belirtir: twice a year yılda iki kez. five dollars a kilo kilosu beş dolar. 5. her; çoğu: A spider has eight legs. Örümceklerin sekiz bacağı vardır. A horse won´t do it, but a mule will. At yapmaz, ama katır yapar
Englisch - Englisch
Definition von the best grade; superiority im Englisch Englisch wörterbuch