Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
- There was a large garden behind the house.
O metotlarında zamanın gerisindedir.
- He's behind the times in his methods.
Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
- You are ten minutes behind the appointed time.
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu.
- Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
- They decided to leave extra food behind.
Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
- Mary walked first, and Tom came behind.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
Arkadan saldırıya uğradık.
- We were attacked from behind.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Otobüs tarifenin gerisindeydi.
- The bus was behind schedule.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
İlk otobüs on dakika geç hareket edecek.
- The first bus will leave 10 minutes behind time.
Biz arabanın arkasına geçtik ve ittik.
- We got behind the car and pushed.
Çocuk, kapının arkasına saklandı.
- The boy hid behind the door.
Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.
- My cat purrs when I scratch behind his ears.
Tom arabanın arkasında Mary'nin yanında çömeldi.
- Tom crouched down next to Mary behind the car.
Güneş dağların ardında battı.
- The sun descended behind the mountains.
Güneş, bulutların ardında kayboldu.
- The sun disappeared behind the clouds.
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
Güneş bulutların ardından çıktı.
- The sun came out from behind the clouds.
Maria Sharapova, Williams kardeşlerin ardından, üçüncü en başarılı aktif kadın tenis oyuncusudur.
- Maria Sharapova is the third most successful active women's tennis player, behind the Williams sisters.
Kitaplığın arkasında gizlenmiş gizli bir geçit olduğunu biliyor muydunuz?
- Did you know there was a secret passage hidden behind the bookcase?
Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
Onun arkasından böyle bir şey söyleme!
- Don't say such a thing behind her back.
Paramı yatak odamdaki bir tablonun arkasındaki bir delikte saklıyorum.
- I keep my money in a hole behind a painting in my bedroom.
Hey, arkanda ne saklıyorsun?
- Hey, what're you hiding behind your back?
Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.
- Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.
Tom Mary'nin peşini bırakmadı.
- Tom followed behind Mary.
Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.
- Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.
The republicans are fully behind their candidate.
1880: A roar from ten thousand throats go up,For we've kicked another behind. — The Opening Ball in Comic Australian Verse, ed. G. Lehmann, 1975. Quoted in G. A. Wilkes, A Dictionary of Australian Colloquialisms, second edition, 1985, Sydney University Press, ISBN 0-424-00113-6.
About the center, and a good way behind the rest, Silver and I followed - I tethered by my rope.
... horsepower behind it, and also image analysis, with things ...
... And as I said before, we are slipping behind a lot of ...