Tom gölete bir taş attı.
- Tom threw a rock into the pond.
Gölette neredeyse hiç su yok.
- There's almost no water left in the pond.
Havuzda yüzmemelisiniz.
- You mustn't swim in the pond.
Havuzun etrafında bir sürü ağaç var.
- There are a lot of trees around the pond.
I haven't been back home across the pond in twenty years.