Susan Amerikan tarihi bölümünde okuyor.
- Susan is majoring in American history.
O bize tarih öğretiyor.
- He teaches us history.
Tarih geçmişle ilgilenir.
- History deals with the past.
Tom'un başını belaya sokmakla ilgili uzun bir geçmişi var.
- Tom has a long history of getting into trouble.
Uzun bir tarihçesi olan dilleri öğrenmeyi tercih ederim.
- I prefer learning languages that has a long history.
MSN sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?
- Where are the history records of our MSN chats?
MSN' deki sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?
- Where are the history records of our chats on MSN?
Bana geçmiş tıbbi hikayeni anlatır mısın?
- Can you tell me your past medical history?
Tom'un bir madde bağımlılığı hikayesi var.
- Tom has a history of drug abuse.