the action of the verb to speak

listen to the pronunciation of the action of the verb to speak
Englisch - Türkisch

Definition von the action of the verb to speak im Englisch Türkisch wörterbuch

speaking
{f} konuş

Çok iyi Arapça konuşamıyorum. - I'm not very good at speaking Arabic.

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri. - Frankly speaking, he is untrustworthy.

speaking
konuşarak

Evde Fransızca konuşarak büyüdüm. - I grew up speaking French at home.

Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu. - I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.

speaking
tanıdık
speaking
hitabetme kabiliyeti olan
speaking
ezberden nutuk söyleme
speaking
{i} konuşma

Seninle Fransızca konuşmaktan vazgeçeceğim. - I'll stop speaking to you in French.

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English isn't easy.

speaking
speaking likeness aşırı benzeyiş
speaking
{s} konuşan

Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu. - I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.

Hiç Fransızca konuşan birini duydun mu? - Have you ever heard someone speaking in French?

speaking
hitap

Tom halka hitap etmede iyidir. - Tom is good at public speaking.

speaking
speaking acquaintance uzaktan aşinalık
speaking
{s} berrak
speaking
{s} etkileyici
speaking
(isim) konuşma
speaking
{s} akıcı

Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum. - I heard her speaking English as fluently as a citizen of the USA.

Bir yıl içinde hepinizi akıcı İngilizce konuşturacağım. - I'll have you all speaking fluent English within a year.

speaking
tıpkısı olma
speaking
{s} dokunaklı
speaking
söyleme

Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler. - Generally speaking, boys can run faster than girls.

Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim. - Frankly speaking, I don't agree with you.

speaking
konuşacak gibi
Englisch - Englisch
speaking
the action of the verb to speak

    Silbentrennung

    the ac·tion of the verb to speak

    Türkische aussprache

    dhi äkşın ıv dhi vırb tı spik

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə ˈspēk/ /ðiː ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə ˈspiːk/
Favoriten