the act or business of instructing; also, that which is taught; instruction

listen to the pronunciation of the act or business of instructing; also, that which is taught; instruction
Englisch - Türkisch

Definition von the act or business of instructing; also, that which is taught; instruction im Englisch Türkisch wörterbuch

teaching
öğretmenlik

O, bu bahar otuz yıldır öğretmenlik yapıyor olacak. - He will have been teaching for thirty years this spring.

Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul. - This is the school where she is teaching.

teaching
öğretim

Okulumuz onun öğretim metotlarını benimsedi. - Our school adopted his teaching methods.

Ben bu öğretim yöntemine inanıyorum. - I believe in this method of teaching.

teaching
{f} öğret

Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler. - All our teachers were young and loved teaching.

Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor. - He earns his living by teaching English.

teaching
ders

Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar. - In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.

Tom şu anda bir sınıfa ders veriyor. - Tom is teaching a class right now.

teaching
öğreti

Tom bize Fransızca öğretiyor. - Tom is teaching us French.

Ben bu öğretim yöntemine inanıyorum. - I believe in this method of teaching.

teaching
(isim) ders, öğretim, öğretme, öğretmenlik
teaching
{i} öğreti, ilke
teaching
{i} öğretme, öğretim
teaching
öğretim/öğreti
teaching
teaching machine öğretici makina
Englisch - Englisch
teaching
the act or business of instructing; also, that which is taught; instruction

    Silbentrennung

    the act or busi·ness of instructing; also, that which I·s taught; in·struc·tion

    Aussprache

Favoriten