the act of traveling from one place to another

listen to the pronunciation of the act of traveling from one place to another
Englisch - Türkisch

Definition von the act of traveling from one place to another im Englisch Türkisch wörterbuch

journey
{i} seyahat

Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı. - Gérard de Nerval wrote Journey to the East.

Hayat bir seyahate benzer. - Life is like a journey.

journey
{i} yolculuk

Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım. - I made a long journey last year.

O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu. - She found the ring that she had lost during the journey.

journey
{i} gezi

Gelecek ay geziye çıkıyoruz. - We are going on a journey next month.

Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti. - The object of the journey was to visit Grandma.

journey
(Havacılık) seyaha

Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı. - Gérard de Nerval wrote Journey to the East.

Hayat bir seyahate benzer. - Life is like a journey.

journey
gezilip hava alınacak yer
journey
yolculuk yapmak
journey
{f} seyahat et
the act of
eyleminin
journey
seyahat sefer
journey
{i} sefer
journey
{i} mesafe
journey
undertake a journey uzun bir yolculuğa hazırlanıp çıkmak
journey
(fiil) seyahat etmek, geziye çıkmak
journey
{f} geziye çıkmak

Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum. - I want to go on a journey around the world if possible.

journey
{i} yol

Önümüzdeki ay bir yolculuğa çıkacağız. - We are going on a journey next month.

Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar. - They finished eighty miles' journey.

journey
{f} yolculuk etmek
journey
{i} seyir
Englisch - Englisch
journey
journeying
the act of traveling from one place to another

    Silbentrennung

    the act of trav·el·ing from one place to an·oth·er

    Türkische aussprache

    dhi äkt ıv trävlîng fırm hwʌn pleys tı ınʌdhır

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈtravləɴɢ fərm ˈhwən ˈplās tə əˈnəᴛʜər/ /ðiː ˈækt əv ˈtrævlɪŋ fɜrm ˈhwʌn ˈpleɪs tə əˈnʌðɜr/
Favoriten