the act of photographing a scene or part of a scene without interruption

listen to the pronunciation of the act of photographing a scene or part of a scene without interruption
Englisch - Türkisch

Definition von the act of photographing a scene or part of a scene without interruption im Englisch Türkisch wörterbuch

take
almak

Otobüs yolcuları almak için durdu. - The bus stopped to take on passengers.

Tom'un işini yapacak birini almak zorunda kalacağım. - I will have to take on someone to do Tom's work.

take
{f} götürmek

Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım. - On Monday I have to take back the books to the library.

Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti. - The man went out of his way to take me to the station.

take
{f} icap etmek
take
düşünce

what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.

Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek. - I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.

Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin. - Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.

take
{f} hissetmek
take
götür

Bu otobüs sizi müzeye götürecek. - This bus will take you to the museum.

Beni liderinize götürün. - Take me to your leader.

take
ahzetmek
take
kandırmak
take
çatmak
take
aşırmak
take
hasılat
take
gerektirmek
take
kazanmak

Tom kazanmak için ne gerekiyorsa yapacak. - Tom will do whatever it takes to win.

Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağım. - I'll do whatever it takes to win.

take
(içine) almak
take
istemek
take
{f} yapmak

Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi. - She was just about to take a bath when the bell rang.

Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım. - Let's get out for a while to take a walk.

take
{f} ölçmek

Ben senin ateşini ölçmek istiyorum. - I want to take your temperature.

take
{i} reaksiyon

Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir. - A chemical reaction takes place in one or more steps.

take
{f} tahammül etmek
take
{f} kaplamak
Englisch - Englisch
take
the act of photographing a scene or part of a scene without interruption

    Silbentrennung

    the act of photographing a scene or part of a scene with·out in·ter·rup·tion

    Türkische aussprache

    dhi äkt ıv fōtıgräfîng ı sin ır pärt ıv ı sin wîdhaut întırʌpşın

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈfōtəˌgrafəɴɢ ə ˈsēn ər ˈpärt əv ə ˈsēn wəᴛʜˈout ˌəntərˈəpsʜən/ /ðiː ˈækt əv ˈfoʊtəˌɡræfɪŋ ə ˈsiːn ɜr ˈpɑːrt əv ə ˈsiːn wɪðˈaʊt ˌɪntɜrˈʌpʃən/
Favoriten