O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
- He has made a big improvement in tennis.
Ben ilerlemeyi görebiliyorum.
- I can see the improvement.
Gelişim önerileri hoş karşılanır.
- Suggestions for improvements are welcomed.
Türkçe konuşma ve dinlememin gelişmesi gerek.
- My speaking and listening in Turkish needs improvement.
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
- Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
Hepimiz son zamanlarda çok yönlü iyileştirmeler gördük.
- We've seen all-round improvements lately.
Biz birçok iyileştirmeler yaptık.
- We've made many improvements.