the act of encamping and living in tents in a camp

listen to the pronunciation of the act of encamping and living in tents in a camp
Englisch - Türkisch

Definition von the act of encamping and living in tents in a camp im Englisch Türkisch wörterbuch

camping
{i} kamp yapma

Geçen hafta sonu siz arkadaşlarla kamp yapmaya gitmeliydim. - I should've gone camping with you guys last weekend.

Büyük olasılıkla benimle birlikte kamp yapmaya gitmek istemezsin. Yanılıyorsun. Aslında, onu çok fazla sevdiğimi düşünüyorum. - You probably wouldn't like going camping with me. You're wrong. In fact, I think I'd like that very much.

encampment
{i} karargâh
camping
{f} kamp yap

Babam kamp yapmaya gitmemizi önerdi. - My father suggested that we should go camping.

Büyük olasılıkla benimle birlikte kamp yapmaya gitmek istemezsin. Yanılıyorsun. Aslında, onu çok fazla sevdiğimi düşünüyorum. - You probably wouldn't like going camping with me. You're wrong. In fact, I think I'd like that very much.

camping
düşerge yapma
encampment
düşerge yeri
encampment
düşerge
tenting
{f} çadır kur
tenting
{i} çadır
tenting
çadır kurarak
camping
{i} kamp

Babam bizim kampa gitmemizi önerdi. - My father suggested that we go camping.

Tom'a diğer çocuklarla birlikte kampa gitmesine izin verilecek mi? - Will Tom be allowed to go camping with the other children?

camping
{i} kamp yapma; kampçılık
camping
{i} kamping
encampment
{i} ordugâh
encampment
{i} kamp
encampment
(Askeri) KAMP KURMA, ORDUGAH KURMA, KONAKLAMA: Sahrada, geçici kamp veya ordugah kurma veya konaklama
encampment
(Askeri) Konaklama ordugah
Englisch - Englisch
encampment
tenting
camping
the act of encamping and living in tents in a camp
Favoriten