the act of affecting or acting upon; the state of being affected

listen to the pronunciation of the act of affecting or acting upon; the state of being affected
Englisch - Türkisch

Definition von the act of affecting or acting upon; the state of being affected im Englisch Türkisch wörterbuch

affection
{i} sevgi

Onun anne ve babasına büyük sevgisi var. - She has a great affection for her parents.

Çocukların şevkat ve sevgiye ihtiyacı var. - Children need affection and love.

affection
(Tıp) marazi durum
affection
etkime
affection
(Tıp) hastalık hali
affection
teessür
affection
(Tıp) afet
affection
yakınlık

O, çocukları için sıcak duygusal yakınlık gösteriyor. - He shows warm affection for his children.

Beni sevdiğini biliyorum, ama senin için bütün hissettiğim sadece yakınlıktır. - I know you love me, but all I feel for you is just affection.

affection
(Tıp) maraz
affection
tefani
affection
şefkat

Biraz şefkate ihtiyacım var. - I need a little affection.

Her annenin çocuğuna şefkati vardır. - Every mother has affection for her child.

affection
etkileme,sevgi
affection
{i} düşkünlük
affection
{i} şefkât

Kim sevgi ve şefkat istemez? - Who doesn't want love and affection?

O çok şefkatli bir baba. - He's a very affectionate father.

affection
{i} meyil
affection
{i} muhabbet, şefkat, sevgi
affection
{i} hastalık
affection
(Diş Hekimliği) patolojik veya hastalıklı durum
affection
(Tıp) Hastalık hali veya marazi durum, afet, illet, maraz, afeksiyon; Duygulanım
Englisch - Englisch
affection
the act of affecting or acting upon; the state of being affected

    Silbentrennung

    the act of af·fect·ing or act·ing upon; the state of be·ing af·fec·ted

    Aussprache

Favoriten