the act of affecting or acting upon; the state of being affected

listen to the pronunciation of the act of affecting or acting upon; the state of being affected
Englisch - Türkisch

Definition von the act of affecting or acting upon; the state of being affected im Englisch Türkisch wörterbuch

affection
{i} sevgi

Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı. - Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.

Çocukların şevkat ve sevgiye ihtiyacı var. - Children need affection and love.

affection
(Tıp) marazi durum
affection
etkime
affection
(Tıp) hastalık hali
affection
teessür
affection
(Tıp) afet
affection
yakınlık

Beni sevdiğini biliyorum, ama senin için bütün hissettiğim sadece yakınlıktır. - I know you love me, but all I feel for you is just affection.

O, çocukları için sıcak duygusal yakınlık gösteriyor. - He shows warm affection for his children.

affection
(Tıp) maraz
affection
tefani
affection
şefkat

O çok şefkatli bir baba. - He's a very affectionate father.

Ona karşı derin bir şefkate sahibim. - I have a deep affection for her.

affection
etkileme,sevgi
affection
{i} düşkünlük
affection
{i} şefkât

O çok şefkatli bir baba. - He's a very affectionate father.

Kim sevgi ve şefkat istemez? - Who doesn't want love and affection?

affection
{i} meyil
affection
{i} muhabbet, şefkat, sevgi
affection
{i} hastalık
affection
(Diş Hekimliği) patolojik veya hastalıklı durum
affection
(Tıp) Hastalık hali veya marazi durum, afet, illet, maraz, afeksiyon; Duygulanım
Englisch - Englisch
affection
the act of affecting or acting upon; the state of being affected

    Silbentrennung

    the act of af·fect·ing or act·ing upon; the state of be·ing af·fec·ted

    Aussprache

Favoriten