Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Bana kayıtlarına giriş izni verdi.
- She gave me access to her records.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Tabii ki Başbakan'a erişmek zordur.
- Of course it's difficult to gain access to the Prime Minister.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.