O, tipik bir Japon sitili evde yaşadı.
- He lived in a typical Japanese-style house.
Tom tipik bir Kanadalı.
- Tom is a typical Canadian.
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
- My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.