Onun duvardaki gölgesi üzgün görünüyordu.
- His shadow on the wall looked sad.
Tom özel bir dedektif tarafından gölge gibi izlendiğini düşünüyor.
- Tom thinks he's being shadowed by a private detective.
Kendilerini gölgelerde sakladılar.
- They hid themselves in the shadows.
Kim gölgelerde pusuda bekliyor?
- Who is lurking in the shadows?
Hayaletlerin gölgeleri var mı?
- Do ghosts have shadows?
Hepaticology, outside the temperate parts of the Northern Hemisphere, still lies deep in the shadow cast by that ultimate closet taxonomist, Franz Stephani—a ghost whose shadow falls over us all.