that which is sweet to the taste; used chiefly in the plural

listen to the pronunciation of that which is sweet to the taste; used chiefly in the plural
Englisch - Türkisch

Definition von that which is sweet to the taste; used chiefly in the plural im Englisch Türkisch wörterbuch

sweet
(sıfat) tatlı, şekerli, sevimli, şirin, cici, hoş, güzel, yumuşak başlı, nazik, mis gibi, lezzetli, ahenkli, melodik, verimli, asitsiz (mineral), kükürtsüz (benzin vb.), kolay, rahat
sweet
mümbit sert olmayan tatlı şey
sweet
{i} tat

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır. - He likes anything sweet.

Tatlı bir şey istiyorum. - I want something sweet.

sweet
tatlım

Doğruyu söylemek gerekirse tatlım, ben hiç ilgilenmiyorum. - To tell the truth, sweetheart, I'm not at all interested.

Gitmek zorundayım, tatlım. - I have to go, Sweetheart.

sweet
{i} zevk

Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır. - The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.

Tatlı şeyler ve kitaplardan zevk alırım. - I appreciate sweet things and books.

sweet
maşuk
sweet
şekerleme

Şekerlemeye dayanamaz. - He can't resist sweets.

O, şekerlemeyi azalttı. - He had cut down on sweets.

sweet
şirin
sweet
hoş

Güller tatlı hoş bir koku yayıyorlar. - Roses emanate a sweet fragrance.

Bu hoş kokulu gülleri sana veriyorum. - This sweet-scented roses I give to you.

sweet
{i} güzel koku

Çiçekleri güzel kokuyor. - Their flowers smell sweet.

O çiçek güzel kokuyor. - That flower smells sweet.

sweet
{s} mis gibi
sweet
sevgili

Tom böyle bir sevgili. - Tom is such a sweetheart.

Lise sevgilimle evlendim. - I married my high school sweetheart.

sweet
{s} asitsiz (mineral)
sweet
{s} ahenkli
sweet
güzel ve hoş kokulu şey
sweet
{s} 1. tatlı; şekerli: sweet wine tatlı şarap. sweet orange tatlı portakal. Do you take your coffee sweet? Kahvenizi şekerli mi içersiniz? This
sweet
mülâyim
sweet
{i} tatlı şey

Ben hiç sana dünyadaki en tatlı şey olduğunu söyledim mi? - Have I ever told you that you're the sweetest thing in the world?

O, tatlı şeyleri sevmiyor. - He doesn't care for sweet things.

sweet
{s} yumuşak başlı
Englisch - Englisch
sweet
that which is sweet to the taste; used chiefly in the plural
Favoriten