Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Bir parmağını bile kaldırmazdı.
- He wouldn't even lift a finger.
Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.
- They gave me a hand to lift the fridge.
Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.