Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
Dans etmektense şarkı söylemeyi tercih ederim.
- I would rather sing than dance.
Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
Onlar üç binden fazla denizciyi öldürdü
- They killed more than three thousand sailors.
Bağlantı için teşekkürler.
- Thank you for the link.
Çocuklar Günü'nde 50'den fazla bisiklet bağışlandı.
- On Children's Day, more than 50 bicycles were donated.
Yaşlı olanlar genç olanlara göre her zaman daha fazla bilmiyorlar.
- The older ones do not always know more than the younger ones.
Bu yıl geçen yıla göre daha fazla kar olup olmayacağını merak ediyorum.
- Will we have more snow this year than last year I wonder.
Answer me if you can, any other way, than because the Scriptures, which are infallible, Say so.
It's bigger than I thought it was.
... And we can think of no better way to say thank you than to ...
... think it's more attractive in some cases to go offshore than to stay here. We have ...