tezahür

listen to the pronunciation of tezahür
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Birbirini korumak, birbirine arka olmak
(Osmanlı Dönemi) Meydana çıkma, belirme, görünme. Gösteriş
(Osmanlı Dönemi) Avretine zıhar etmek, yani zevcesinin arkasını validesinin arkasına teşbih ederek "zuhruki kezuhri ümmî" demek
(Osmanlı Dönemi) Arkalaşmak; yâni birbirine yardım etmek
Belirti: "Bu hasretin garip tezahürleri de vardı."- P. Safa
Belirti
Belirme, görünme, gözükme, ortaya çıkma, oluşma
Belirme, görünme, gözükme, ortaya çıkma, oluşma: "Muvaffak olamamış sanatkârın iki türlü tezahürü vardır."- S. F. Abasıyanık
(Osmanlı Dönemi) meydana çıkma, belirme, görünme
TEZAHÜR ETME
(Hukuk) Ortaya çıkma belirme
tezahür etmek
Belirmek