Kongre önlemi onaylamadı.
- Kongre tedbiri tasdik etmedi.
Herhangi bir önlem almadım.
- Herhangi bir tedbir almadım.
Drastic measures must be taken to prevent the further spread of the virus.
- Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı.
Preventive measures are much more effective than the actual treatment.
- Önleyici tedbirler gerçek tedaviden çok daha etkilidir.
It was a wise precaution.
- O akıllıca bir tedbirdi.
I would have to take precautionary steps to keep him out.
- Onu içeriye sokmamak için, ihtiyati tedbirler almak zorunda kaldım.
I appreciate your discretion.
- Tedbirini takdir ediyorum.
Drastic measures must be taken to prevent the further spread of the virus.
- Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı.
Fire cannot be prevented by half measures.
- Yangın yetersiz tedbirlerle önlenemez.
I would have to take precautionary steps to keep him out.
- Onu içeriye sokmamak için, ihtiyati tedbirler almak zorunda kaldım.
We have to take steps to prevent air pollution.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.