It was just a coincidence.
- Bu sadece bir tesadüftü.
Tom doesn't think this is a coincidence.
- Tom bunun bir tesadüf olduğunu sanmıyor.
We met her brother at the shop by chance.
- Onun kardeşiyle tesadüfen dükkânda karşılaştık.
I chanced on a beautiful girl.
- Tesadüfen güzel bir kıza rastladım.
I only found out about it purely by accident.
- Ben onun hakkında tamamen tesadüfen öğrendim.
I met her by accident.
- Tesadüfen onunla karşılaştım.
It happened that I saw her on the bus.
- Tesadüfen onu otobüste gördüm.
It so happened that I rode in the same train with him.
- Tesadüfen onunla aynı trene bindim.
Maybe it was just a fluke.
- Belki de bu sadece bir tesadüftü.
I thought it was a fluke.
- Ben onun bir tesadüf olduğunu düşündüm.