terror-stricken

listen to the pronunciation of terror-stricken
Englisch - Türkisch
çok korkmuş
dehşete düşmüş
dehşete kapılmış
awful
{s} berbat

Natto berbat kokuyor, ama lezzetli. - Natto smells awful, but tastes delicious.

Dün berbat bir kaza oldu. - An awful accident happened yesterday.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum. - I feel awful about what I said.

Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu? - You look awful. What happened?

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

O, korkunç bir gündü. - That was an awful day.

Niçin o kadar korkunçsun? - Why are you so awful?

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Ben geç kaldığım için çok üzgünüm. - I'm awfully sorry that I was late.

Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor. - That looks like an awful lot for two people.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz! - What an awful world we live in!

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

awful
sunturlu
terror stricken
dehşete kapılmış
Englisch - Englisch
gripped by fear, held fast by terror
struck or filled with terror
awful
terrorstricken
Stricken with terror; utterly terrified
terror-stricken
Favoriten