terrifying; extreme, intense; excellent; tremendous

listen to the pronunciation of terrifying; extreme, intense; excellent; tremendous
Englisch - Türkisch

Definition von terrifying; extreme, intense; excellent; tremendous im Englisch Türkisch wörterbuch

terrific
{s} müthiş

Bir araba müthiş bir hızda gitti. - A car went by at terrific speed.

Müthiş bir iş yaptın. - You've done a terrific job.

terrific
{s} büyük (hız)
terrific
dehşet
terrific
{s} çok sert, çok şiddetli
terrific
muazzam/müthiş
terrific
çok iyi
terrific
süper
terrific
mükemmel
terrific
harika

Ah, Mary, harika görünüyorsun! - Oh, Mary, you look terrific!

terrific
terrifically dehşetli surette
terrific
fevkalade
terrific
dehşetli
terrific
dehşet verici
terrific
{s} çok güzel
terrific
{s} korkunç

Fadıl'ın suçu son derece korkunçtu. - Fadil's crime was utterly terrific.

terrific
çok

Tom müthiş çok yetenekli bir atlettir. - Tom is a terrific all-around athlete.

terrific
{s} olağanüstü
Englisch - Englisch
{s} terrific
terrifying; extreme, intense; excellent; tremendous
Favoriten