Tom couldn't decide who should get promoted.
- Tom kimin terfi ettirilmesi gerektiğine karar veremedi.
His lack of technical knowledge kept him from being promoted.
- Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.
He was promoted to general.
- O, generalliğe terfi ettirildi.
He managed to get himself promoted last week.
- Geçen hafta kendini terfi ettirmeyi başardı.